İstanbul’un ufak tefek terminallerinden <br>Dünyanın en büyük otogarına!
İstanbul’un ufak tefek terminallerinden
Dünyanın en büyük otogarına!

BÜYÜK İSTANBUL OTOGARI:
OTOBÜS LASTİKLERİYLE YAZILAN TARİH

Büyük İstanbul Otogarı’nın bu kadar büyük olacağını kimse düşünmemişti. Turgut Özal’ın, “Burası otogar değil uzay üssü!” sözleri hala kulaklarımdadır. Şimdi sizlerle küçük bir zaman yolculuğuna çıkalım ve öncelikle
1984 yılına dönelim. Ne dersiniz?

///Yazı: Türker Başkurt

1984’ün güzel, güneşli bir Nisan günüydü. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan yeni otogar için arazi tespiti yapmış, avan proje bile hazırlamıştı. O sıralar, Cemal Ulusoy ile görüşüyorlardı. Cemal Ağabey, otogarı “Biz yaparız.” diye tutturmuştu. O tarihlerde ise yatırımların gerçekleşmesi için belediyeler ve devlet, “Yap-İşlet-Devret” formülünü sıklıkla kullanıyordu. Dalan, “Olabilir ama şartlarım var. Üç dernek birleşeceksiniz. Anadolu Otogarı, Trakya Otogarı, Uluslararası Otogarı Dernekleri ve Harem’deki yazıhane sahipleri... Ayrıca 10 taneden fazla öz mal otobüsü olan firmalara da yazıhane vermek kaydıyla size vereceğim bu işi.” demiş.

En zor zamanlar: Nasıl yapacağız, ne edeceğiz?

Cemal Ağabey hemen harekete geçti ve beni aradı, “Acele gel.” dedi. Merter’e gittim. Merak ediyordum “Ne acaba?” diye. Belediyeden henüz geldiğini, Dalan ile görüştüğünü ve başkanın şartlarını anlattı. “Sen hemen Trakya Otogarı esnafını topla, konuyu anlat. Yönetimden katılma kararı çıkar. Sonra da Uluslararası Otogar Derneği’yle görüşelim.” dedi.

Dernek Başkanımız Nurettin Gündüz’ün yanına gittim. O sırada ben ikinci başkandım. Durumu anlattım, “Esnafı toplayalım.” dedi. Ertesi gün yaptığımız toplantıda, Cemal Ulusoy’un anlattıklarını detaylı bir şekilde aktardım. Bazıları olumlu baktı, bazılarını korku sardı. Herkes “Bir düşünelim, ne olur ne biter.” diyordu. Ama burasının kalkacağını, yeni otogarın yapılacağını herkes biliyordu. Çünkü belediye bu kararı almış, her halükarda şartlar ne olursa olsun yapılacaktı. Son sözü alıp, “Dalan’ın tek şartı birleşmemiz. Birleşmezsek ne olur onu düşünün ve kararınızı ona göre verin. Ben bugün gidip yeni derneğe üye olacağım. Sonunda mecburen hepiniz geleceksiniz. Ama bana göre acele edin.” dedim. Aksekili Mustafa N. Özyılmaz “Ben de geliyorum.” dedi. Nurettin Gündüz, “Düşünelim.” dedi ve toplantı bitti. Biz Mustafa Ağabey ile beraber Cemal Ağabey’e gittik. Durumu anlattık. “Düşünecekler ve bize bilgi verecekler, biz üye kaydı yaptıralım, kısa sürede hepsini toplarız” dedim. 51’inci üye ben oldum, 52’inci üye Mustafa Özyılmaz (Aksekili) oldu. 10 gün içinde Trakya Garajı’nda katılma kararı aldık. Uluslararası Başkanı A. Baki Albayrak da ekibi ile katıldı. Anadolu Otogarı’ndan yedi, Trakya Otogarı’ndan beş ve Uluslararası’ndan beş kişinin katılımıyla yönetim listesi oluşturulup genel kurul yapıldı. Ve UATOD böylece kurulmuş oldu.

Yönetim Kurulu, Anadolu Otogarı’ndan Cemal Ulusoy, Mehmet Özcan, Ahmet Yalamanoğlu, İbrahim Artırdı, Dursun Çebi, Haydar Süzer, Sabri Alayoğlu. Trakya Otogarı’ndan Nurettin Gündüz, Türker Başkurt, Abdullah Turgut, Nazif Taner ve Hakkı Kızıltan. Uluslararası’ndan A. Baki Albayrak, Muharrem Balata, Ferit (Özlem Tur), İskender Av ve Recep Terzi ile kuruldu.

17 kişilik yönetim hemen çalışmalara başladı. Bedrettin Dalan’a ziyarete gidildi. Sheraton Otel’de esnafla bir araya gelinerek, tanışma ve bilgilendirme toplantısı yapıldı. Mehmet Çubuk Hoca ve ekibi ile proje çalışmaları başladı. Taksim Intercontinental Otel’de Dalan ile “Yap-İşlet-Devret” protokolü imzalandı ve altı firma ihaleye girdi. Otogar inşası için en az teklifi sunan Cevahir Holding ihaleyi kazandı. Kısa vadede protokol yapılıp imzalandı. Mehmet Cevahir ekibini araziye sokarak hafriyata başladı.

İlk adı: Dalan Otogarı

Bayrampaşa’daki otogar yapım projesi İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan ile Cemal Ulusoy başkanlığındaki ekip tarafından her türlü anlaşmalar yapılarak ortaya çıkarıldı. İmza töreni için gün alınacaktı. Belediyeden anlaşmamızı esnafa anlatıp, bilgi vermek için Taksim Intercontinental Otel’de toplantı tertip edildi. Toplantıya Sayın Dalan da gelecekti. Toplantı başladı, nasıl olduğunu hala öğrenemediğim bir şekilde Ahmet Yalamanoğlu Cemal Ulusoy’a bu fikri işlemiş ve kabul ettirmiş, yönetim kurulu olarak bile haberimiz yok. Nedeni, zannediyorum Dalan’a bir sürpriz yapmaktı. Haberin sızıp sürprizin bozulmasını istemedikleri için de saklamışlar herkesten. Rahmetli Cemal Ulusoy konuşma yaptı, Dalan’ı öven cümleleri ile son bulan konuşmanın sonunda “Otogarımızın adının ‘Dalan Otogarı’ olması için karar aldık.” dedi. Tabii bütün esnaf alkışladı. Daha sonra Dalan söz aldı. Otogarın yapım aşaması ve proje hakkında kısa bilgiler verdi. “Sizlere çok teşekkür ederim adımı bu tesise koyma kararı için.” derken duygulandı. Kelimeleri zor söylüyordu. Gözlerinden yaşlar damlamaya başladı. “İnsanlar güzel yaptıkları şeylerle öldükten sonra anılırlar ve adları verilir değişik yerlere. Ama siz bana ölmeden evvel bu duyguyu tattırdınız.” dedi. Mavi gözleri iyice buğulandı, teşekkür ederek kürsüden indi. Biz ne yaptık peki? İlk seçimlerde Dalan belediye başkanlığını kaybetti. Biz de o günü, o coşkuyu, adamın ağlamasını unuttuk, Dalan’ı da unuttuk, otogarın adını Dalan Otogarı koymayı da unuttuk.

Yeni tüzük olmadan otogar çalışmaz!

1987 yılına gelindiğinde bir sorunla karşılaştık. Otogar inşaatı devam etmesine rağmen otogar faaliyete geçtiği zaman derneğin o zamanki tüzük ve yasalar çerçevesinde burayı çalıştırması mümkün değildi. Bir şirket kurulması gündeme geldi. Bu şirketin anonim şirket olması gerekliliği vardı. Böylece Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri AŞ kısa adıyla (BİOAŞ) kurduk. Temel atma töreni için hazırlıklar başladı. Sayın Turgut Özal davet edildi.

KUTU: İlk Kurucu Üyeler
BİOAŞ Kurucu Üyeleri

Cemal Ulusoy
Mehmet Turgut Özcan
Nurettin Gündüz
Türker Başkurt
Ahmet Yalamanoğlu
İbrahim Arttırdı
Ali Haydar Süzer
Mustafa Dağıstanlı
Dursun Çebi
Recep Terzi
Muharrem Belata
Hakkı Kızıltan
Nazif Taner
Abdullah Turgut

Turgut Özal: “Burası otogar değil uzay üssü!”

Şu anda otogarın bulunduğu arazi futbol sahasıydı. Orada çok iyi bir organizasyonla devrin Başbakanı Turgut Özal temel atma törenine geldi. Projenin fotoğrafını gördüğünde ‘Burası otogara değil uzay üssüne benziyor!” dedi ve teşekkürlerini sunarak kırmızı renkli temel atma butonuna bastı.
Muhteşem bir organizasyonla, ikramlarla, süslü otobüslerle şaşaalı bir tören olmuştu.

Ve ilk otobüs otogara giriş yapar!

Halk arasında Esenler Otogarı olarak bilinmesine rağmen Bayrampaşa ilçesi sınırlarında kalan otogar inşaatı yedi sene sürdü. Yine güzel ve güneşli bir Nisan günü, tam tarihi de hep aklımdadır, 6 Nisan 1994’te dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından otogarımızın açılışı gerçekleşti.

KUTU: Bilgisayarlı ilk yazıhaneler!

Yıllar geçti. Otogarın bu kadar büyük kapasiteye ulaşacağını tahmin etmiyorduk. Ve sorunlar da peşi sıra cereyan ediyordu. En büyük sorunlardan biri hala elle kesilen biletlerdi. Otogar yazıhanelerini bilgisayar sistemine geçirmeyi düşünüyordum. Araştırıyorum, soruyorum ama içindeki bilgiler kaybolursa ya da sistem çökerse ne yaparız düşüncesi kafamda dönüp duruyordu. O tarihlerde Trakya firmalarından sadece ikisi bilgisayarla bilet kesiyorlardı. Ceren Bilgisayar’ın sahibi Cahit Bey ise devamlı beni ziyaret edip ikna turlarında bulunuyordu. Ama karar aşamasında “tık” yok. Bir gün bana gelip, “Hangi firmaya gitsem, kiminle konuşsam seni hedef gösteriyorlar, ‘O yaptırırsa biz de yaptırırız.’ diyorlar. Ne olur bana bir yol ver, senden para da istemiyorum. Yapayım, kullan, sonra rahat edeceksin. Benim de yolumu açmış olursun.” diyerek ricacı oldu. Cavit Bey’e dönerek, “Para istemiyorum lafı yanlış, öyle bir şey olmaz. Sen o sözünü hiç söylememiş ol. Ben kendimi acabalardan kurtaramadım.” dedim. Kendisine sorduğum soruları teknik olarak cevaplıyordu ama ben hiçbir şey anlamıyordum. Nihayetinde bir gün dayanamadım, “Cavit Bey, o zaman deneme açısından sadece otogardaki tek yazıhaneden başlayalım, bir görelim adapte olacak mıyız, başarabilecek miyiz?” dedim. Anlaştık. Zaten onun istediği de buydu, bir adım atabilmek.

Sistem çöktü!

Hallettik. Teknoloji kullanıyoruz derken bir gün sistem çöktü. Hiç istemediğim ve korktuğum başıma gelmişti. İşler durdu. Çocuklar bilet kesemez oldu. Zaten zor bela öğrenmişlerdi. Yer numarası yok, otobüs dolu mu, boş mu kimse bilmiyor. Hemen pratikten bir çözüm ile o günlük kesilen biletleri ayırarak liste yapmaya başladık. Hesap çıkaramadan otobüslere avans vererek yolladık. Tabii ben Cavit Bey’i sürekli bombalıyorum. “Abi bitti, yapıyoruz, sorunu çözüyoruz.” filan derken artık telefonlarımdan kaçmaya başladı. Çünkü çok taciz etmiştim. Allah’tan 4 saatlik bir sıkıntının ardından normale döndük.
Kısa sürede bilgisayarlı sisteme alıştık. İstanbul sonrası İzmir ve Türkiye geneline sistemi kurarak büyük kolaylıklarını yaşadık. Sıfır hesap hatası ile hataları bitirmiş, huzurla çalışır olmuştuk.